İlişkinin Gizli Düşmanı: Zihin Okumak (2)

Eşler arasında en sık rastlanan şikayettir bu: “Beni anlamıyor, doğru dürüst konuşamıyoruz, her konuşma kavgayla bitiyor.” Önemli konular hakkında nasıl konuşacağımızı bilmediğimizde, bu tip bir şikayet “artık konuşmaya bile çalışmamakla” iyice çözümsüzleşebiliyor. Doğru iletişim öğrenilebilen birşeydir aslında. Belki burada yapmamız gereken, öğrendiğimiz bir şeyi “unutmak”tan ibarettir. Neyi mi? Okumayı! Okumak, “harf” dediğimiz sembollerin bir araya gelmesiyle oluşan bütünleri deşifre etmektir ya! İşte bunun gibi karşımızdakinin yüzünün şeklini, hareketlerini, konuşma tarzını, yani çeşitli sembolleri bir araya getirerek, onun zihninden geçenleri okumak da aynen böyledir. Tek farkı bunun bize fayda değil, zarar getirebilecek olmasıdır. Kitabı, gazeteyi okuruz, bilgi seviyemiz ve gelişim aşamamıza bağlı olarak da anlarız. Baskı hataları ya da bizim anlamamızda bir hata varsa - örneğin yeterince bilmediğimiz bir dili okuyorsak- anladıklarımız da anlatılmak istenenden farklı olabilir. İşte zihin okurken de karşılaşacağımız aynen budur, çünkü karşımızdaki düşünen, üreten, hisleri olan, birçok dinamikle yaşayan insana anlam vermek gazetedeki durağan harfleri anlamakla karşılaştırılamaz bile.

İletişimde en güvenli yol karşımızdakine açıkça sormaktır. Örneğin, ilişkinizdeki bazı sıkıntılar hakkında konuşurken en az birinizin gergin bir anı olacaktır büyük ihtimalle. Burada en sık yapılan hata, bu gerginlikle birlikte konuşmaya devam etmeye çalışmaktır. Gözardı edilen, bastırılmaya çalışılan gerginlikler ya bir süre sonra tırmanarak kavgaya dönüşür, ya da sizin olumlu bir tartışma yürütme çabanızı sabote eder. İlişkinizdeki muhtemel bir problemin varlığını gösteren bu değerli işareti atlamayın ve bu şansı kullanın. Tahminde bulunmayın, kafası iyice karışmış gibi görünen eşinize açıkça sorun. “Kızgın/üzgün/gergin görünüyorsun, ne olduğunu paylaşmak ister misin?” gibi bir soru yöneltmek olabilir bu. “Hayır” cevabı aldıysanız bunu kabul edin. Unutmayın, o anda duyguları hakkında en doğru bilgiye sahip kişi, gerçek otorite eşinizdir. İlişkinizi sağlamlaştırmak için buna saygı göstermeniz önemlidir. Eğer vücut dili de gerçekten sıkıntılı bir durumda olduğunu anlatıyorsa, örneğin yüzü kızarık, dişlerini ve yumruğunu sıkmış, etrafta sinirli adımlar atıyorsa gördüklerinizi tarif ederek bir deneme daha yapabilirsiniz. Her yanıta saygı duymayı unutmayın. “Evet” yanıtını alırsanız, konuşmaya hazır olduğu kadarıyla başlayarak problemi aydınlatmaya çalışın. Konuşmanız sırasında eşiniz “Artık şunu yapmanı istemiyorum.” dediğinde “Artık bunu yapmamı istiyorsun, öyle mi?” diyerek hem anladığınızı gösterebilir, hem de konuşmayı olumlu cümlelere dökmüş olursunuz. Çoğu zaman da olayın, eşinizin yüzündeki değişimi farkettiğiniz anda sizin kafanızdan geçen senaryolardan çok farklı çıktığını göreceksiniz.

Birlikteliklerde, daha önce varolmayan bir ilişki yaratıyoruz. Bireyler olarak varken, aynı zamanda bir sistemin parçası oluyoruz; yani bir takım oyunu oynuyoruz. Başarmak için her oyuncunun çabası gerekiyor. Bir kişi kötü oynadığında bile yenilgi kaçınılmaz oluyor. İşte bu yüzden, takım arkadaşımızı desteklemek, bildiklerimizi paylaşmak, ihtiyaçlarımızı ve beklentilerimizi bilmesini sağlamak, onunkileri anlamaya çalışıp oyunu ona göre kurmak uzun süreli, sağlıklı bir ilişkinin gerekliliklerinden. Ve bu gereklilik tüm oyuncular için geçerli!


TÜM KİTAPLARDA %45'E VARAN İNDİRİMLER

İyi Hissetmek
%25
indirim
300 TL
225 TL
Hayatı Yeniden Keşfedin
%25
indirim
275 TL
206.25 TL
Mod Terapisi
%25
indirim
200 TL
150 TL
Jane Doe

Psikiyatr H.Alp Karaosmanoğlu

1969 yılında İzmir'de doğdu. 1993 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Psikiyatri ihtisasını Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde tamamladı. Analitik Yönelimli Grup Terapileri, Bilişsel ve Davranışçı Psikoterapi, Cinsel İşlev Bozuklukları Tedavileri eğitimlerini tamamladı.

2000 yılında PsikoNET Psikoterapi ve Eğitim Merkezini kurdu. Halen bu merkezin yöneticiliğini yapmaktadır. Bilişsel ve Davranışçı Terapi eğitimini ve süpervizyonunu bitirdikten sonra 2002 yılında Şema Terapi ile ilgilenmeye başladı ve 2005 yılının başlarından itibaren bu tedavi türünün ülkemizde tanınması ve uygulanması amacıyla eğitmlere başladı. ISST (International Society of Schema Therapy) tarafından "Advanced" seviyede Şema Terapisti ve eğitimcisi olarak tanınan Dr. Karaosmanoğlu halen bu eğitimleri sürdürmektedir.

2003 yılında PsikoNET Yayınlarını kuran Dr. Karaosmanoğlu, Bilişsel ve Davranışçı Terapi ve Şema Terapi konularında çeşitli kitapların çevirilerinde yer aldı ve editörlüklerini yaptı.