Mükemmeliyetçilik

“Başardıklarınızın yeterli olmadığını mı düşünüyorsunuz?”
“Hata yapmayı kabullenemiyor musunuz?”
“Başkalarının hata yapmasını kabullenemiyor musunuz?”
“Kendinizi sürekli başkalarıyla karşılaştırıyor musunuz?”
“Neler yaşandığından çok sonucun ne olduğuyla mı ilgilisiniz?”
“Sürekli olarak herşeyi kontrol altında tutmaya mı çalışıyorsunuz?”


Bu sorulara cevbınız evet ise; başarılı olmaktan çok mükemmel olmaya çalışyorsunuz demektir. Mükemmeliyetçi kişi; kendisi ve önemli bulduğu kişiler için ulaşılması neredeyse olanaksız hedefler belirler ve bu hedeflerin gerçekleşmesine yönelik olarak ta yüksek performans beklentisi içine girer.

Mükemmeliyetçilik iki ucu keskin keskin bir kılıçtır. Bir yandan asla hata yapmamaya çalışacaksınız, bir yandan da kendinizden her zaman en yüksek performansı göstermeyi bekleyeceksiniz.


Mükemmel olmaya çalışan kişilerin düşünce biçimlerinden örnekler vermek gerekirse;

“Sevilmek- beğenilmek için hiç hata yapmamalıyım.”
“Kendime en yüksek standartları koymazsam ikinci sınıf insan sayılırım.”
“Hata yaparsam beni daha az dikkate alırlar.”
“İyi yapmayacaksam o işi hiç yapmam.”
“Hata yaparsam çok büyük üzüntü duymalıyım.”
“Yeterince uğraşırsam her işte en iyi olabilirim”
“Zayıflıklarımın görülmesi benim için utanç vericidir”
“Ortalama performans benim için doyurucu değil.”
“Beklentilerimi gerçekleştiremediğimde kendime kızar, ceza verirsem gelecekte daha başarılı olurum.”
“Önemli bir işte başarısız olursam kendimi aşağılık biri gibi hissederim.”
“Mükemmeliyetçi olmasaydım bugünkü kadar başarılı olmazdım.”
“İşlerini bitiren, doğru yapan kişiler mükemmeli arayanlardır.”
“Mükemmeliyetçi kişiler başarıya giden yolda önlerine gelen her engeli aşacak güçte ve kararlılıktadırlar.”
“Başkalarını mutlu edebilmek için olabileceğin en iyisini olmakiçin sürekli çabalamalıyım.”


Mükemmeliyetçilikle başarılı olma arzusu içinde olmak elbette ki aynı şeyler değil. Mükemmeliyetçi kişiler bu tavrı öylesine abartırlar ki, dugu ve davranışlarını kontrol altında tutamaz ve bu istekleri ymutluluk için bir araç olmaktan çıkıp yaşamın amacı olmaya başlar. Yaşamları haz almaktan çok sıkıntı ve kaygı çekme haline dönüşür.

Mükemmeliyetçi kişiler kendilerine ulaşamayacağı yükseklikte – gerçekdışı standartlar koyarlar. Kendilerini zorlayarak bu hedeflere ulaşmaya çalışırlar. Bu mücadele kendine yenilen türeden bir mücadeledir. Hiç bir şey hiç bir zaman yeterince iyi olmaz ve doyumsuzluk yaşanır. Mücadeleci kişilerin çabaları ise kendilerini geliştirici yöndedir, denemek- çabalamak bile doyum getirir. Mükemmeliyetçi kişiler başarısızlıkla ilgili rüyalar görürken; mücadeleci kişilerin rüyalarında başarılı olma-çabalama ile ilgili görüntüler yer alır.

Mükemmeliyetçi kişiler kusursusz olmakla ilgili kararlı tutumları sayesinde başarılı olacaklarına- sevileceklerine- sayılacaklarına – kabul göreceklerine ve doyuma ulaşacaklarına inanırlar. Ancak bu inançları onları kuşkulu- kaygılı kılar ve performanslarını olumsuz yönde etkiler. Başarılı olsalar bile kullandıkları yöntemler dolayısıyla istedikleri onayı alamazlar. Kazanılması olanaksız mutsuz bir savaş içindedirler. Başarılı olsalar bile bu mükemmel olma çabaları sonucunda değil bu çabalara rağmen olacaktır.

Mükemmeliyetçi olmaya çabalayan kişiler işlerini sürekli ertelerler, detaylarla boğuştukları için bütüne yönelemezler.”ya hep ya hiç “diye düşündükleri için işler bitmek bilmez.

Mükemmeliyetçi kişiler yaşadıkları sürece değil sonuca odaklıdırlar. Sonuca ulaşana kadar yaşanan kaygı hem süreci hem de sonucu sabote eder. Mücadeleci kişiler ise sonuca çok da önem vermeksizin süreçten zevk almaya çalşırlar. Onları doyuma ulaştıran şey; sonucun ne olduğundan çok sürecin nasıl yaşandığıdır.

Sevgi- onaylanma gereksinimini o kadar yoğun olarak yaşarlar ki çevresindekilerin gereksinimlerine karşı kör gibidirler. Onlarında sevgi-ilgi istediklerini farkedemezler bile. Bu durum da insanlarla ilişkileri olumsuz yönde etkiler.

Mükemmeliyetçi kişiler başarılı olma çabaları sırasında kendilerine hata yapma hakkı tanımazlar, başarısız olma riskini göze almak istemezler. Sadece hata yapmadıklarında kendilerini iyi hissederler, kendilerine güvenleri yerine gelir. Başarı elde eden kişiler ise gerektiği noktalarda riski göze alabilir, hata yaptıklarında kendilerini kötü hissetmez; tam tersine hatalarından ders çıkarmaya çalışırlar.

Mükemmeliyetçi kişiler kendilerini değerli hissedebilmek için önemli buldukları konularda başarılı olmak zorundadırlar.

Düzen- kontrol ve planlama konusunda aşırıya kaçarlar.

Aşırı genellemler yaparlar, “asla, her zaman, hiç kimse, herkes, kesinlikle” gibi kelimleri oldukça sık kullanırlar.

Olumsuzlukları büyütme, özellikle kendileriyle ilgili olmak üzere olumlu ları yok sayma eğilimindedirler.

Bazı olayların önemini abartırken bazı durumları-olayları ise aşırı önemsizleştirirler.

Kimsenin yaptıklarını yeterince iyi bulamadıklarından, sürekli kontrol etme gereksinimi duyduklarından ekip çalışması yapmakta çok zorlanırlar.

Yukarıda sözünü ettiğimiz düşünceler ve davranışlar mükemmeliyetçi yapıda olan kişilerin yoğun suçluluk, utanç, kaygı, çökkünlük ve yetersizlik hissetmelerine neden olur. Bu duyguların yoğunlaşması ve süregenleşmei depresyon, kaygı bozukluğu gibi psikiyatrik tabloların gelişmesiyle sonuçlanabilir. Psikolojik sağlıktaki bozulmalara fziiksel sorunlar da eşlik edebilir. Mide-bağırsak sorunları, ciltle ilgili rahatsızlıklar, geçmek bilmeyen ve sıkıntı yaratan ağrılar bu tip kişilerde oldukça sık rastlanılan sorunlardır. Bu durumlarla paralel olarak; iş-aile ve sosyal yaşantıda da ciddi kayıplar gözlenebilir. İnsanlarla ilişkilerde yukarıda sözünü ettiğimiz nedenlere bağlı olarak bozulmalar gelişebilir, çatışmalar- güvensizlikler ortaya çıkabilir. Yakın arkadaşlıkların kurulmasında sorunlar olabilir. Hatta kişisel hobilerde ve eğlence yaşantısında da aksamalar olmaya başlar



Mükemmeliyetçi yapıyla başetmek, yaşamı zorlaştırmasına izin vermemek ve yapıcı hale gelmesini sağlamak olası mıdır ve nasıl başarılır?

1) Mükemmeliyetçilik konusunda bilgilenmek, mükemmeliyetçi bir yapısı olduğunu kabullenmek ve bu yapının kendisine ve çevresine verebileceği olası zararları fark etmek ilk adım olarak çok önemlidir.

2) Mükemmeliyetçi olmanın yaratabileceği kaygı ve korkularla yüzleşmek; bu durumların değiştirilebilmesi için gerekli öncül adımlardandır.

3) Geçmiş başarı, istek ve gereksinimleri göz önünde bulundurarak gerçekçi - ulaşılabilir - sözel olarak ifade edilebilir hedefler belirlemek ve bu hedefe ulaşmaya yönelik olareak ufak amaçlar saptamak ve aşamalı biçimde hedefleri gerçekleştirmeye yönelmek ve her aşamada güven tazelemekle işe başlanabilir. Bu somut adım bu işin yapılabilir olduğunu göstermesi açısından çok önemlidir.

4) Ya hep ya hiç tarzı düşünmenin çevreyi ve kendisini eleştirmesindeki rolünü algılamaya çalışmak bir diğer adımdır.

5) Mükemmeli başaramadığında da değerli– önemli olunabileceğine dair kanıtlar bulmaya çalışmak mükemmelin önemini azaltacaktır.

6) Performansın mükemmel olup olmadığını sorgulamak yerine kendine yönelik gerçekçi değerlendirmelerde bulunmak kendini daha iyi ve yeterli hissetmeye neden olabilecektir.

“Gerçekten hissettiğim kadar kötü müyüm?”
“İnsanlar bu durumu nasıl değerlendiriyor?”
“Bu performans bu koşullar altında yeterli sayılmaz mı?”

7) Sonuca değil de sürece odaklanmaya çalışarak süreçten keyif almayı ve yapılan işin kaygı doğurmak yerine heyecan ve neşe katabilmesini, o kişiyi çoğaltabilmesini sağlamak olanaklı olacaktır.

8) Her projeyi zamanla sınırlandırarak ve zaman dolduğunda yeni bir işe geçerek; ertlemelekten , işi bitirememekten dolayı ortaya çıkabilecek kayıplar azaltılmış olacaktır.

9) Eleştirilerle başetmeyi öğrenmek, hatalı bir davranış dolayısıyle eleştirildiğinde hatayı kabullenmek; o hatanın tekrarlanmasını değil aksine bir daha yapılmamasını sağlayabilir; daha da önemlisi size bir insan olduğunuzu ve hata yapma hakkınız bulunduğunu hatırlatır.

10) Hataya odaklanmak yerine o işin yapılması sırasında atılmış adımları fark etmek ve hataları gelişmek için bir adım olarak görebilmek çok önemli. Hataları için kişi öncelikle kendisine karşı bağışlayıcı olmalı. Hata yapan yanı kadar olumlu davranan, örneğin hataya rağmen yapmaya devam etme sebatkarlığını gösteren yanını takdir edebilmek kişisel gelişim için çok önemli.

11) Yeni deneyimler gelişmek için çok önemli fırsatlardır.Yaşam kazanmak ve kaybetmekten ibaret değildir. Mutluluk kazanılanların fazlalığıyla değil yaşanan coşkuyla doğru orantılıdır.

12) Bir işi planlarken; ne yapmak gerektiğinden değil de ne yapabileceğinden başlamak o işin getireceği heyecanı, mutluluğu fazlasıyla belirler.

13) Denenen, çaba harcanılan her şey; sadece emek verildiği için bile önemlidir.

Tüm bu çabalar çoğu zaman tek başına denendiğinde zorluklarla karşılaşılabilinir. Böylesi durumlarda uzman bir yardıma başvurmaktan kaçınmamak çok önemli olacaktır.

Mükemmel tanımlanması neredeyse olanaksız bir kavram, ona ulaşma çabası da dipsiz kuyuya atılmış bir taşı çıkarmaya çabalamak ve her an biraz daha boğulmayı göze alabilmektir. Mükemmel olana ulaşmaktan vazgeçmek, hatalarıyla yaşamayı, onlardan sonuçlar çıkarabilmeyi öğrenmek cesaret ister. Ve unutmayalım ki, bize biz olma özelliğini veren mükemmel olmayan yanlarımızdır.


TÜM KİTAPLARDA %45'E VARAN İNDİRİMLER

İyi Hissetmek
%25
indirim
300 TL
225 TL
Hayatı Yeniden Keşfedin
%25
indirim
275 TL
206.25 TL
Mod Terapisi
%25
indirim
200 TL
150 TL
Jane Doe

Psikiyatr H.Alp Karaosmanoğlu

1969 yılında İzmir'de doğdu. 1993 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Psikiyatri ihtisasını Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde tamamladı. Analitik Yönelimli Grup Terapileri, Bilişsel ve Davranışçı Psikoterapi, Cinsel İşlev Bozuklukları Tedavileri eğitimlerini tamamladı.

2000 yılında PsikoNET Psikoterapi ve Eğitim Merkezini kurdu. Halen bu merkezin yöneticiliğini yapmaktadır. Bilişsel ve Davranışçı Terapi eğitimini ve süpervizyonunu bitirdikten sonra 2002 yılında Şema Terapi ile ilgilenmeye başladı ve 2005 yılının başlarından itibaren bu tedavi türünün ülkemizde tanınması ve uygulanması amacıyla eğitmlere başladı. ISST (International Society of Schema Therapy) tarafından "Advanced" seviyede Şema Terapisti ve eğitimcisi olarak tanınan Dr. Karaosmanoğlu halen bu eğitimleri sürdürmektedir.

2003 yılında PsikoNET Yayınlarını kuran Dr. Karaosmanoğlu, Bilişsel ve Davranışçı Terapi ve Şema Terapi konularında çeşitli kitapların çevirilerinde yer aldı ve editörlüklerini yaptı.