Tekrarlayıcı, kişiyi zorlayan düşünce ve davranışlarla karakterize bir hastalıktır. Kişi düşüncelerinin anlamsız, saçma, yersiz ve kendisine ters olduğunu bilse de bu düşüncelerini ve davranışlarını durduramamaktadır. Hastanın yaşam kalitesini oldukça düşüren ve yeti yitimi yaratan ciddi bir hastalıktır. Kişi günün büyük bir kısmını, düzen-tertip, veya kilitleri kontrol etme obsesyon ve kompulsiyonları ile geçirebilir. Bu hastalığa sıklıka depresyon eşlik eder. Obsesif kompulsif bozukluğa sahip olan bir hasta %67 oranında depresyon, veya %25 olasılıkla sosyal fobi geliştirme olasılığına sahiptir.
Klasik psikoanalitik görüşe göre bu hastalık anal döneme regresyondur. Sıklıkla suçluluk duyguları eşlik eder. İzolasyon, yapıp-bozma, reaksiyon formasyon gibi savunma mekanizmaları kullanılır. Öğrenme teorisyenlerine göre nötral sitmulusa eşlik eden hoş
olmayan uyaranlarla obsesyonlar oluşur. Obsesyonun oluşturduğu anksiyeteyi de bazı kompulsiyonların azalttığını kişi öğrenir. Bu hastalıkta anlamlı bir genetik geçiş ve yatkınlık söz konusudur. OKB li hastanın birince derece yakınlarında %35 oranında OKB li hasta bulunmaktadır. Beyin görüntüleme ve metabolizma çalışmalarında bazı hastaları bazı beyin bölgelerinde anormallikler bulunmuştur. Seretonin metabolitlerinin belirli beyin bölgelerinde arttığı ve azaldığı bildirilmiştir.
Hastaların yarısından fazlasında semptomlar aniden başlar. Bu başlangıç genelikle stresli bir yaşam olayını takiben olur. Hastaların %30' u tedavi ile iyileşirken, %40-50 si orta derecede iyileşir, %20-30' u tedaviden çok az fayda görür. SSRİ grubu ilaçlar ve davranışçı tedaviler genellikle ilk seçeneklerdir. İç görü yönelimli psikoterapiler de tedaviye katılabilir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk
Bu konu ile ilgili kendine yardım kitaplarımız: